19 Kasım 2009 Perşembe

Umuda Yolculuk...28.09.2008

Karşıyaka deplasman maçlarını seviyor. İzmir’de önceki maçlarda saç baş yolduran , iki pas yapamayan takım gitmiş, derli toplu, pas yapan , hücum düşünen bir takım vardı bugün Kasımpaşa stadında…
Maç öncesi Beyoğlunda gezerken bayram öncesinden mi , iftar saatinden mi anlamadım normale göre daha fazla kalabalık vardı. Neredeyse yürümek bile imkansızlaşmıştı. Halbuki Odakulenin altından geçip Beyoğluna 250 metre uzaklıktaki Kasımpaşa stadı civarına gelince sanki insanlar yok olmaya başladı. Bu kadar yoğun nüfusun olduğu bölgede oynanan Bank Asya 1.Lig maçına ilgi Karşıyakalı taraftarlarda olmasa yok denecek kadar azdı. İlk yarı Kasımpaşa yönetimi dışarıda kalan taraftarlarına kapıları açtıda birazcık seslerini duyurmaya başlayabildiler. İkinci yarı saha biraz daha dolu göründü.
Armalarında ay-yıldız taşıyan iki köklü kulübün mücadelesinde favori (iddaa ya gore) Kasımpaşa görünsede her Karşıyakalının içinde olan hislerle galibiyet görmeye gelmiştim. Kasımpaşa stadında deplasman takımının bulunduğu G bölgesi sahaya oldukça uzak. Pozisyonları ve takımı izlemek çok zor. O yüzden maçı Karşıyaka’nın atak yaptığı kaleye çok yakın bölgelerde, yedek kulübelerinin arkasında devamlı yer değiştirerek izledim.
Deplasman takım listesini gelişi güzel anlaşılmaz okumak, tezahürat olunca müziği sonuna kadar açmak, saygı duruşunda bağırıp küfür etmek bence deplasman takımını etkilemek için yapılacak en gereksiz şeyler, birileri Kasımpaşa’ya bu yaptıklarıyla karşı takımı etki altına alamayacaklarını anlatmalı.
Maç başladığında kendine güvenen , toplara gelişi güzel vurmayan pas yapmaya çalışan bir oyunla oynamaya başladık. Genelde orta saha mücadelesi şeklinde bir maç oldu biz golü attığımız 60. dakikaya kadar. Sağ kanadın işlediği gibi sol kanattanda ciddi ataklar yapabilsek ilk yarıyı galip kapatabilirdik. İlk yarının en sevindirici yanı rakibi baskı altına alıp, ceza sahamıza girmelerini engellememizdi. Sağ tarafta Rıdvan ve Timuçin devamlı ileriye top taşıdılar. Artık geriye ve yana verilen gereksiz paslar yerine rakip kaleyi düşünen ileri koşular yapmaya başladı takımımız. Eleştirilen Taha saha içinde fazla göze batmasa da rakibin ataklarını canla başla savuşturmayı başardı. İlk yarı Kerem’e doğru dürüst top gelmedi.
İkinci yarı tam golü bulan takımın bu maçı kazanacağını düşünürken Reha Kapsal Yunus’u çıkarıp Ferhatı oyuna aldı. Aslında gol yollarında en etkili futbolcuyu çıkarıp Ferhatı alması riskli gibi görünse de bence isabetli bir karardı. Yunus bu maçta çok etkili değildi. Özellikle çok yakından izlediğim için forvetteki anlaşmazlıkları çok net görebiliyordum. Bu anlaşmazlıklar ceza sahasında top kayıplarına ve son vuruşları yapamamamıza neden oldu. Takım maç yaptıkça forvetteki bu aksaklık muhakkak azalacaktır.
Gol anında sağ taraftan atağımızda aslında o kadar yavaş davrandık ki tüm Kasımpaşa taraftarları da tepki vererek sol taraftaki Ferhatı tutmaları için savunma oyuncularına bağırdılar. Ferhat aslında gol yapmaya çok müsait bir noktada değildi. Hemen hemen ceza sahası çizgisinin sol taraftaki köşesindeydi, içimden buradan vursa gol olma imkanı yok diye düşünüyordun ki , o kadar düzgün vurduki tam gözlerimin önünde top resmen iğne deliğinden geçip köşeden ağlara takıldı. Maç berabere olduktan sonra Ferhat yine aynı bölgeden hatta daha uygun bir yerden vuruş yaptı ama çok az farkla top dışarı çıktı, bu gol olsa muhtemelen üç puanla dönecektik Karşıyakaya.
Golü attıktan sonra aslında Kasımpaşa’nın bocalamasından yararlanıp farkı rahatlıkla ikiye çıkarabilirdik. Fırsatlarda yakaladık ama kimini beceriksizlik, kimini anlaşmazlıklar yüzünden atamadık. Galatasaraydan tanıdığımız Fatih Akyel defansta aslında üzerine daha fazla baskı yapılsa her topa buyur diyecek moddaydı.
Kasımpaşa beraberlik golünü karambolde buldu ama uzatmalarda buldukları net pozisyonu değerlendirseler resmen yazık olacaktı ve haketmedikleri bir galibiyet alacaklardı. Kasımpaşa’nın bence bu oyunla ilk altıya girmesi çok kolay görünmüyor. Ama iktidara yakın olan Kasımpaşa’nın önümüzdeki günlerde manevi destek alıpta yukarılara tırmanıp tırmanamayacağını hep beraber göreceğiz.
Hakem Kuddusi Müftüoğlu aslında iyi bir maç yönetti. İki pozisyonda kritik kararlar verdi. Birincisi Kıvançın yaptığı sert hareketten sonra gelip ciddi şekilde itip sahayı karıştıran Özgüre sarı kart göstermesi, ikincisi maç berabere giderken Zafer’in yere düşmesindeki pozisyonda penaltı vermeyip devam ettirmesiydi. Bu iki pozisyonda kırmızı kart gösterip , penaltı verebilirdi. Ama uygulamış olsaydı verdiği kararlar bence ağır kaçacaktı. Maçın hakkı beraberlikti diyorum ama bunu derken Karşıyakanın olumlu oyunundan çok, son dakikadaki Kasımpaşanın kaçırdığı golü düşünüyorum. O pozisyon gol olsaydı zaten başlık belliydi “Yazık oldu Karşıyakaya”..

Hiç yorum yok: