19 Kasım 2009 Perşembe

Fındık Fıstık Atmayın...18.10.2009


Bu yıl üçüncü kez Kartal stadında Karşıyaka’yı izledim. İlki geçen sezon yenildiğimiz lig maçı, ikincisi de üzerinden fazla zaman geçmemiş olan kupa maçıydı. Anladık ki kupa maçı bir ölçü değilmiş. Karşında biraz diş gösteren rakip olunca sonuca mahkum oluyorsun. Yine üstün bir oyun kuramamızın sıkıntısını yaşayıp maçı kaybettik.

Şimdi maçı izleyenler bir çok bahane ileri sürecekler. İlk yarı çok üstün oynadık, Erçağ pozisyonları değerlendiremedi, gereksiz kırmızı kart gördük, hakem rezil bir maç yönetti, Kartal iki kez geldi gol oldu gibi.
Ama unutmamak lazım futbol tüm bu parametreleri kapsayan bir oyun, yani sonuç oyunu. Oynayıp kazanmayı bileceksin. Pozisyon kaçıyorsa tekrar yaratmaya çalışacaksın, rakibine baskıyı kurup bunaltacaksın. Oyun hakimiyetini kaybedince maçın kaybedilmesi kaçınılmazdır. Aslında taraftar en iyi hakemdi, maçta mücadele ve özveriyi takımında hissetmiş olsa maç sonu yine de tribüne çağırırdı. Bunu yapmadı.

Maçın Karşıyaka için üç kırılma noktası vardı. Bunların hepsi ikinci yarıdan. İlk golü yedikten sonra toparlanmaya fırsat bulamadan hemen ikinci golü yemek ilk kırılma noktası. Şampiyonluk hedefinde olan bir takım gol yediği zaman ani paniğe kapılıp oyun disiplinini bırakmamalı. Sen bir an konsantreni kaybedersen eloğlu (Yakubu) affetmez fırsatı değerlendirir. İkinci kırılma noktası Erçağ’ın gollerden sonra kaçırdığı %100 lük gol fırsatı. Daha dakika 57 idi. Gol olsa maçın seyri tamamı ile değişecekti. Kalan 30 dakikada gol yememek için Kartal kendi sahasına hapsolucaktı. Üçüncü kırılma noktası 71. dakikada gelen kırmızı kart. Kart saha içinde bize oldukça uzak bir noktada çıktı o yüzden haklı haksız diye bir yorum yapamam ama Karşıyaka’nın gardını tamamı ile düşürdüğü kesin. Bu dakikadan sonra biz üçüncü golü bekledik ama Kartal’da skora razı olunca maç bu şekilde sona erdi.

Karşıyaka ne zaman havaya girse ve taraftarı sahada desteğini arttırsa hemen kötü bir sonuç geliyor. Artık bu durum gelenek haline geldi. Taraftar yağmur çamur demeden yine kendine ayrılan yeri doldurmuştu Kartal stadında. Hatta açık tribün kısmına da mecbur kalıp ciddi sayıda taraftar almak zorunda kaldılar. Yenilginin verdiği üzüntü ile birlikte tribünde yaşananlar yine can sıktı.

Artık deplasmana gelen taraftara yapılan tribün zülümleri bitmeli. Aslında tribündeki berbat ortamı görünce hep bir daha gelmeyeceğim artık bu sefalete diyorum ama dayanamayıp geliyorum, tüm gelenler gibi. Deplasman taraftarına tamamen hayvan muamelesi yapılıyor. Öncelikle her tarafımız kafesli, hayvanız ya kaçarız, sahaya gireriz mazallah. Hadi buna alıştık, ama kardeşim bari tuvalete gitmeye izin verinde hayvanlar ! tribüne işemesin. Maçtan önce yağmur yağmıştı da farkedilmedi karışımlar ama maç sonu ciddi koku yayılmaya başlamıştı. Neyseki ben bir ara fırsat bulup kale arkasından açık tribüne geçtim. Bir nevi kafesim genişledi, geçerken tuvalette buldum.

Hele maç bittikten sonra olanlar. Bunları artık yaşamaktan sıkıldım. Giresun maçında, İnönü’de, Güngören’de, Kartal’da her yerde... Her zaman deplasman takımı daha sonra çıkıyor. Ya kardeşim mecbur mu bu taraftar kazanan takımın galibiyet sevincini izlemeye. Zorla tahrik ederek sanki olay çıksın diye taraftarı iyice geriyorlar. Üzerimize kilitlenen demir kapılar ile hayvanat bahçesinden bir türlü kaçamıyoruz.

Bayrampaşa stadındaydı galiba çıkışta zorla otobüse bindirdi polis, ya kardeşim arabam şuradaki elimle gösteriyorum adam inanmıyor. Sonunda kontak anahtarı ile uzaktan kilidi açtımda anladı, yine şanslıydım “ulan bu anahtarı çalmışın” demedi. Hayvanız ya taraftarda araba falan ne gezer. Maça gelen taraftar sanki yalnızca tribünde yaşayan bir canlı, orada yiyor içiyor, ürüyor, ihtiyaç gideriyor, başka hayatı yok. Artık bu zihniyetten tüm ülke olarak sıyrılmalıyız. Yakışmıyor.

Kartal ile kupa maçında başlayan dostluk havası devam ediyor. Hatta bu maç öncesi Kartal stadı önündeki lokalde bir çok yeşil-kırmızı atkılı arkadaşlarımız beraber çay içip tavla oynamaya bile başlamışlar. Aslında olması gereken görüntüler bunlar , son derece güzel görüntüler. Dostça geçen maç boyunca karşılıklı en ufak bir küfürün olmaması çok sevindiriciydi.

Hiç yorum yok: