18 Kasım 2009 Çarşamba

Soğuk bir Güngören Macerası..02.02.2003

Haftasonu İstanbuldaki Karşıyakalılar ve Karşıyakadan gelen 1 otobüs taraftar için oldukça hareketliydi ama bu yazının konusuna Cumartesi günkü Efes maçını almayacağım. Gördük ki koç değişikliği dışında daha yememiz gereken çok fırın ekmek var...

Güngören maçına gelince...

İstanbulda senelerdir otururum Güngörene ilk gidişim. Gerçi İstanbulsporda maçlarını bu statda oynuyor ama hiç aynı ligde karşılaşmadık (yada ben hatırlamıyorum). Stadın 2 tarafıda kapalı ama rüzgar stadyumun tam içinde. Bir tarafı hiç açmamışlar bile Güngören seyircisi az diye. Arabamı ters tarafta parkedip uzun bir yürüyüşten sonra stada geldim ve bize ayrılan yere girdim. Bu arada arabamı koyduğum yerde tanıştığım 10-11 yaşındaki 2 çocuğuda peşime takıp Karşıyaka tarafına getirdim ve benle beraber onları da maça soktum.

Hava inanılmaz soğuk ve rüzgarlıydı. İşin kötüsü yağmur maç boyunca hiç durmadı. İlk yarı rüzgarın estiği kaleyi biz aldık. Maçın başlamasına 15-20 dakika kala Güngören taraftarları toplu halde bağıra çağıra stada geldiler ama fasa fiso. Biz yaklaşık 100-150 kişi kadardık. Üşümemek için devamlı o tarafa bu tarafa yürüdük ve soğuğa rağmen takıma destek olmaya çalıştık. Ortada olan bir direk taraftarı ister istemez iki kısıma böldü rahat maç seyredebilmek için. Bir tarafta daha çok bağıran Güngören seyircisine yakın duran taraftar diğer tarafta başkanında olduğu yaşı daha ileri yönetimde de olanlar...

Soğuğun yaptığı kırgınlık şu an yazıyı yazarken daha da belirginleşti. İlk yarı karşılıklı ataklarla geçti. Karşıyaka biraz daha baskın gibi görünsede ceza sahamızda yaptığımız hatalar az kalsın bize pahalıya mal oluyordu.

İkinci yarı rüzgar bizim tarafımızdaydı ama rüzgarın olumlu etkisi takıma olumlu yansımadı. Şuursuz bir atak izledik. Hasan girdikten sonra tecrübesiyle fazla bir şey yapamasa da oyunu biraz kıpırdattı. 75.dakikada korner atışında aşırtma kafa vuruşumuz ile 1-0 öne geçtik. Nedense Güngörenliler gole itiraz etti. Gol tam önümüzde olduğu için biz hiç bir problem görmedik. Golden sonra koskoca Karşıyakanın Güngören karşısında vakit geçirmeye dayalı futbolu içinde bulunduğumuz pradoksun en güzel örneğiydi. Bu arada bir pozisyonda iki kez topu çizgiden çevirdik. Herneyse öyle yada böyle maçı kazandık. Ayrıca bizim taraftaki bir polis memurunun esprili tavrı ve adamı tiye almamız çok eğlenceliydi. Hakem bize gösterdiği bir kırmızı kartı hatalı olduğu için geri aldı.

Maç çıkışı yaşadığımız olaylar insanlık ayıbıydı. En önde başkanımız ve tüm Karşıyakalılar yaklaşık 45 dakika stadın içine daracık bir yere hapsedilip bekledildik, zaten buz gibi olan hava iliklerimize kadar soğuttu bizi. O arada söylenen bazı cümleler beni resmen kopardı...
- Stat önündeki Kemal Kılıça seslenerek , “hocam kurtar bizi bu ligden”
- Ortayaşlı bir Karagümrüklü heralde içerde de yatmışki arkadaşına ve Polise sitem edip durdu.
- Bir diğeri akşamki gideceği Beşiktaş-Fener maçı öncesi “ulan bu maçtan sonra Moritanyadan Newyorka gitmiş gibi olacağız” demesi...

Hiç yorum yok: