19 Kasım 2009 Perşembe

Tren Kaçıyor..25.09.2007

İtiraf etmeliyim, Karşıyakayı bu sene ancak beşinci hafta stadyumda canlı olarak izleyebildim. İstanbul takımlarının ikisi daha geçen sene süper lige çıktığından bundan sonra ligin son haftası gelecek Karşıyaka İstanbula , o hafta öncesi zaten hemen hemen herşey netletmiş olur. Bizde bu günden sonra basketbol maçlarında desteklemeye başlarız Karşıyakayı İstanbulda.

İstanbul öyle bir şehirki Karşıyakadan maça gelenler bir an önce tekrar geri dönmek için can atıyorlar. Burada nasıl yaşıyorsunuz ? Trafik ne böyle gibi açıklamaların ardı arkası kesilmiyor. İstanbulda yaşayan Karşıyakalılarda maçlar sayesinde yeni yeni semtleri ve stadları keşfediyorlar. (Elimi çabuk tutmadığımdan bu konuda Sevgili Asaf ve Sevgili Müjdat’ta yorumlarını benden önce yazmışlar, tamamen bana zıt olarak ve gerçek gerekçeleriyle !)

İstanbulspor maçı macerası yine Maltepe’den yola çıkmamla başladı, yaklaşık 40 kilometre sonra Bayrampaşa’ya varıyorsunuz. ( Bu arada bir not hem Maltepe hem de Bayrampaşa’nın renkleri yeşil kırmızı ! ) Pazar olması ve maç öncesi üç beş laflarız düşüncesi ile erken çıktığımdan klasik köprü trafiğine takılmadan oldukça makul bir zamanda Bayrampaşa sapağına vardım. Ama macera ondan sonra başladı. Daha önce yine Karşıyaka maçları seyrettiğim bu stadı araba ile dolana dolana bir saatte bulabildim. İnşaattı, otogardı, açık pazardı derken aynı yerleri dolaştım durdum. Neyse sonunda arabamı stad arkasında bir yere parkettikten sonra maça girmek için kapıya doğru yönlendim. Kapalı tribününe tüm işsiz güçsüzleri bedava alınan stada 20 YTL vererek girebiliyor deplasman taraftarı. Tabi bu tarife Karşıyaka için mi bilinmez...

Maça gelince , teknik yorumlara falan girmeyeceğim, diğer yazarlarımız bahsetmiş zaten. Bize verdikleri kale arkasından dürbün olmadan pozisyonları net görmek imkansız, kendi aramızda yaptığımız ofsayttı, ofsayt değildi muhabbetlerinin hiç bir zaman gerçeğini televizyonda görmedikçe öğrenemeyeceğiz. Daha yakından göreyim diye stadın en altına indiğimde yediğimiz frikik golü hızlıca yukarılara doğru tekrar çıkmama neden oldu. Tek gerçek var üflesen yıkılacak İstanbulspora karşı galip gelememek çok kötü bir sonuç. İçerideki maçları kazansak deplasmanda 1 puan çok büyük bir kayıp değil ancak Diyarbakıra verilen 2 puanı burada telafi edememek çok kötü. İster istemez avantajını kaybediyorsun, hedeften sapıyorsun...

Geçen sene yine İstanbulspor maçı final maçı gibiydi. Belki ligin başındayız ancak geçen seneki İstanbulspor maçının üçte biri kadar taraftar bile yoktu stadta. Diyelim ki 250-300 kişi. 20 senedir İstanbuldaki maçlara giderim. Açıkçası bundan çok çok daha az sayıda hatta kendimden başka kimseyi görmediğim maçlara bile gittim. Ama bir gerçek varki başarı olmadan taraftarda istenen havaya giremiyor...

Lig başlamadan önceki yazımda sıralama tahmini yapmıştım. İlk beş hafta sonunda takımlara şöyle bir bakmak gerekirse üçe ayırabilirim. Sürprizler, beklendiği gibiler ve hayal kırıklığı...

Sürprizlerin başında tabiki Kartal geliyor. Önünden devamlı geçtiğim stadları bana mahalle stadı dışında bir şey ifade etmezken , takımın ligin zirvesinde olması acaba sonuna kadar zorlayacaklar mı yoksa geçen seneki Manisa gibi erkenden havlu mu atacaklar sorusunu gündeme getiriyor. En kötüsü hiç hesapta yokken ilk sıralar için bir rakibimiz daha oldu. Her ne kadar UEFA da tur atlamış olsalarda ligin bence iddası fazla olmayan takımı diye düşündüğüm Erciyes’te lige çok iyi bir giriş yaptı. Etti size başka bir ciddi rakip daha..

Beklediğim gibi çıkan takımlar, Antalya, Sakarya, Eskişehir, Malatya, Ordu, Giresun, Bolu, Kocaeli, Samsun ve küme düşme adayları Gaziantep BŞB, Mardin ve Elazığ. Son oynanan 7-5 lik Samsun Ordu maçıda resmen gole doyurmuş. İlk 5 haftada biz daha 7 gole ulaşamadık.

Hayal kırıklığı yaratan takımların başında ise Karşıyaka ve Altay başı çekiyor. Diğer hayal kırıklığı yaratan Diyarbakır ve İstanbulspor var. İşin en kötü tarafı da yaptığımız 5 maçın 3 ünü bu hayal kırıklığı yaşatan takımlarla yapmışız. Yani 13,14,16. takımlarla ve Altay maçını saymazsak galibiyetimiz yok.

Açıkçası benim kenar yönetimden , futbolculardan , taraftardan edindiğim hissiyet bu işin bu sene çok zor olduğu ve tamamı ile seneye hedefi Süper Lig olan bir takım yaratılmaya çalışıldığı yönünde. Zaten sene öncesi yapılan açıklamalar hep bu yöndeydi. İnşallah beni yanıltırlarda o büyük gece bu sene gerçekleşir. Çünkü inanılmaz hareketli olan futbol piyasasında önümüzdeki seneyi hedef koymak boşa zaman geçirmeye , takımı ve teknik direktörü tekrardan kurmaya neden olabilir. Daha beş haftada liderle 7, altıncı ile 3 puan farkımız oldu. Bu mantalite ile gidersek tren kaçıyor gibi, inşallah önceki senelerde yaşadığımız küme düşme hattına yaklaşma psikolojisine girmeden sene sonunda trenin en azından altıncı vagonuna tutunuruz...

Hiç yorum yok: