4 Nisan 2011 Pazartesi

Hali Kalmamış Kurbağa


Facebookta son günlerde bir video dolaşıyor. Yalnızca 1 dakika 26 saniye süren bu video aslında çok fazla mesajı içinde barındırıyor. Denk gelenleriniz olmuştur. Kurbağa çok sıcak su olan bir kaba zıpladığında sıcağı hemen farkediyor ve kabın içinden sıçrayarak, fırlayıp kurtuluyor. Aynı kaba soğuk su koyduğunuzda içine atlayan kurbağa kabın içinden çıkma ihtiyacı hissetmiyor ve kabın içindeki su yavaş yavaş kaynamaya başladığında istifini bozmayarak kendi ölümünü bekliyor. Daha doğrusu öldüğünü farketmiyor bile. Videonun daha sonraki kısmında kurbağa örneği toplumsal bir mesaja dönüp hafif hafif ısıtılan toplumların tepki vermedikleri ve sonunda tek tip insanlar yaratıldığı anlatılıyor. Ana mesaj ise suyumuzun ne kadar ısınıp ısınmadığının devamlı bizim tarafımızdan kontrol edilmesi, yoksa ölüm yani toplumların tepkisizleşmesi kaçınılmaz oluyor.

Ülkemizde zaten sular yeteri kadar ısınmış, kaynamaya başlamış durumda. Artık insanlar suyun sıcaklığına kendilerini bırakmış kendilerini bekleyen sona doğru bilinçsizce gitmekteler. Hatta bu durum bazılarına sıcak kaplıca etkisi yapmaya başlamış.

En kötüsü kaynamış su Karşıyaka Spor Kulübünü hatta Karşıyakayı da içine almış durumda. Senelerdir ayarı kazanın altından arttırılan bu sıcak su içinden zıplamaya çalışan, ölü kurbağa olmak istemeyen azınlığıda içine çekmeye devam ediyor ve başarıyor.

Daha bir kaç saat önce Samsunda Karşıyaka futbol takımı üç gol yemiş ve tüm senenin hedefinden uzaklaşmıştır. Dün, daha önce ligden hiç düşmemiş Karşıyaka Bayan Voleybol takımımız tüm iyi niyetli çabalarımıza rağmen küme düşmüştür. Geçen hafta da, beklentilerin üzerinde mücadele vermiş, ülkemizi Avrupa’da tek başına temsil eden basketbol takımımız Avrupaya veda etmiştir. Sezon hedeflerini neyseki daha bitirmemiş, playoff için kendine iyi bir yer bulma çalışmaları yapmaktadır. Belki ilk eşleşmede basketbol takımımız da hedeflerine veda edecek ve sezonu kapatacak. Aslında çerçeveye geniş açıdan bakabilirsek bunların hiç bir önemi yok.

Zamanında gözümün önünde aynı kaleye altı gol yemiş, onbinlerce destekleyeninin önünde şampiyonluk şanslarını tepmiş, umutla yollara düşmüş binlerce taraftar gibi benimde karşımda en ufak bir ruh gösterememiş yeşil kırmızı forma giymiş sporcuları çok izledim. Ruhuyla savaşan ama başaramayanlar da izledim. Bunlara hepimiz alışığız, başarısızlık bizi üzen, Karşıyaka sevgisinin yok olmasına neden olan bir etken değildir. Ayrıcalığımızın çıkış noktası zaten buradan gelir. Biz yine seneye onbinlerce taraftar Karşıyaka’nın peşinden gitmesini biliriz. Gerektiğinde alt liglerde, amatörde yer ve mekan farketmez.

Sahadaki başarısızlığa alışık olan Karşıyaka taraftarını ve beni asıl sinirlendiren ayrıcalığımız noktasına yapılan saçma dokunuşlardır. Geçmiş yıllarda başarısızda olsak maçı anlatan spiker Karşıyakaya saygı duyar Karşıyaka Spor demezdi, Karşıyaka sahaya çıktığında algısı şimdiki gibi basit bir taşra takımı değildi. Karşıyaka en kötü zamanında, fark yediğinde bile iddalıydı , Karşıyakaydı. Mücadele ettiği takımın yemi değildi ve yem gibi anlatılmazdı.

Artık su kaynamıştır ve sıçrayacak, çıkabilecek gücümüz kalmamıştır. İşin en kötüsü su kaynarken hepimiz bunun farkındaydık, hiç birimiz kurbağa değildik. Ama kurbağa gibi davrandık, bize bir şey olmaz dedik. Şimdi suyun içinde bizi tekrar ayıltabilecek, dışarıya zıplatabilecek bir kova soğuk su dökebilecek birilerini aramaktayız. Soğuk suyu yersek belki kendimize geliriz. İşin en kötü yanı kaynamış suyun içinden kendi kendimize soğuk su dökme şansımız yok...