19 Kasım 2009 Perşembe

Çamur At İzi Kalsın...07.09.2009

İnönü stadında belki de olabilecek en kötü yerden Giresun maçını izledik. En kötü yerde olmamıza rağmen çok net şekilde gördüğümüz açık penaltı sonrasında basında çıkan bazı yazılar maç hakkında yazmak istediğim tüm düşüncelerimi farklı bir kulvara çekti.

Geç saatte eve gelip maçın tekrarını televizyondan izledim. Aslında yazımda yazmak istediğim ana konular maçın teknik yorumu, taraftarın tribünde çektiği yer eziyeti, Giresun taraftarının sahaya girdiğinde verilmesi gereken ceza, maç öncesi taraftarların kendi aralarındaki muhabbetleri gibi konulardı...

Ama büyük bir gazetede ana başlık olarak atılan “Çıldırtan İkram” başlığı tepemi tamamen her Karşıyakalı gibi attırdı. Deplasmanda kazanılan bir galibiyetin hakkı bu kadar yenir. Evet belki maçın hakkı beraberlikti. Hepimiz iyi oynanmadan kazanılan bir çok maç gördük, bu sefer şans bizden yanaydı. Televizyonda penaltı pozisyonunu izlediğimde maçı canlı izlememiş olsam benimde kafamda tereddütler olurdu. Saha içinde herkes net bir şekilde gördü ki bu hareket açık bir penaltıydı. Zaten yan hakem tereddütsüz penaltıyı verdi.

Bu tür okuyucuyu yanlış yönlendiren haberler aslında Karşıyaka’nın sahadaki rakiplerinden çok daha tehlikeli. Haberin içeriğindeki taraftar sahaya girdi cümlesinin bile okuyucuda çağrıştırdığı imaj Karşıyaka taraftarı sahaya girdi şeklinde. Haber hakkında yazılan yorumları görünce tepkim daha da artıyor. Yok Karşıyaka’nın lobisi varmış, yok mutlaka bir İzmir takımı çıkarılacakmış, 1000 maç ceza verilse azmış v.s. gibi yorumlar.

Bu tür çok fazla okuyucuya ulaşan haberlerin en kötü etkisi hakemlere olacaktır. Muhtemelen bu tarihten sonra bariz penaltılarda bile hakemler tereddütle yaklaşıp kararlarını aleyhimize kullanabilirler.
Bu konuda teknik ekibin tedbirlerini alması gerekiyor. Karşıyaka’nın diğerlerinin sandığı gibi federasyonda lobisi yok, ama Karşıyaka düşmanlarının görüldü ki ciddi Karşıyaka fobisi var. Bundan sonra bu tür yanlış haberlerin yazılmaması ve maçlardaki yanlış kararları engelleyebilmek için artık lobiye de ihtiyacımız var. Bu konuda yönetime çok iş düşüyor. Çünkü taraftar içindeki çılgın Karşıyakalılığa ve yapılan tüm kışkırtmalara rağmen sukunetini korumaya çalışıyor.

Maç boyunca verilen daracık kafese 2000 kişi sığmaya çalışan çoluk çocukla gelmiş Karşıyaka taraftarı, kışkırtmalara ve küfürlere karşı bile sukuneti hep korudu. Ortaçağda bile görünmeyecek kadar kötü konumu ve görüntüyü engelleyici panoları ile rakip taraftarı boğmak için düzenlenmiş bu alanda değil sahaya girmek, çevrili ağdan dolayı sahaya para atmak bile imkansız.


Kısa Kısa maç gözlemlerime gelince

- Maç öncesi ufak tefek atışmalar dışında Giresun ve Karşıyaka taraftarı dostça beraber stada girmeyi beklediler. Fotograflar çekildi , bol muhabbet edildi.
- Karagümrük taraftarı Karşıyakayı yalnız bırakmadı, hepsine tekrar teşekkür ediyoruz.
- Karşıyakaya verilen 1750 kişilik yere 2000’den fazla taraftar girince maç izlemek çok zorlaştı. Doğal omuz omuza gerçekleşti. Hiç ayrılmadık.
- Dışarıda kalan taraftarın sahaya girmesi için biletler tribünden aşağı atılıp tekrar kullanıldı.
- Kalede Necati bence oldukça başarılıydı.
- Maçlarda özel güvenlik görevlileri ile bu iş olmayacak, çok yetersiz kalıyorlar.
- Karşıyaka daha hazır değil ama iyi yolda.
- Giresun taraftarı beklediğimiz kalabalığı İnönü’de toplayamadı.
- İnönü Stadında nasıl Şampiyonlar Ligi maçı oynanır anlayamadım, Manchester taraftarını bizi aldıkları kısıma mı alacaklar ?
- Karşıyaka taraftarları içinde uzun zamandır maça gelmeyen simalar da vardı, bu çok olumlu bir gelişme.
- Maçın son dakikada ciddi şekilde soğumasına rağmen Okan gerçekten iyi bir penaltı attı.
- Dünyada yalnızca İnönü Stadında tribünden sahanın bir kısmı görülür heralde. Sonradan açılan dar tribünde (genellikle Karagümrüklü taraftarlar oradaydı) stadın yalnızca tek kalesi görünebiliyordu.
- Maç sonrası yine bir teknik direktörü işinden ettik.
- Herşey rağmen 3 puan çok iyi, her puan altın değerinde...

Hiç yorum yok: