19 Kasım 2009 Perşembe

Kapı Açık...14.01.2009

En son 1995 yılında Süper Lige yükselen takımımız geldiği sezon lige veda ederek bizi 13 senedir hasretle bekletiyor.

Açıkçası bana o yılki şampiyonluk, Süper Ligde oynamak hiç bir zaman 86-87 sezonundaki zevki vermemişti. Şimdi mütevazi ve yaş ortalaması 23 olan bu genç takım tekrar tarih yazmaya hazırlanıyor...

Hepimiz sabırsızlıkla bekliyoruz..Hadi artık gelsin ikinci yarı , başlasın maçlar, bitsin kış , gelsin ılık günlerde atacağımız şampiyonluk turu...

Fırsatlar her zaman kimsenin ayağına kadar gelmez. Eminim ki ilk yarı sonunda kurmayların planladığı yerin üstünde bitirdi Karşıyaka bu ligi. Bu başarıda yönetimin , Reha Kapsal’ın, futbolcuların ve sağduyulu, sabırlı taraftarımızın emekleri çok fazla.

Bence bu senenin en önemli başarısı Karşıyaka’nın tek yürek olup, senelerdir başarılı olamadığı kritik ve öldürücü maçlarda yenilmeyerek ayakta kalabilmesi, öyle ya da böyle puanı sonuna kadar kovalayıp almasıdır.

Ligde üzerindeki Kasımpaşa ve Manisa’dan alınan deplasman puanları, hedefi Süper Lig olan bir takımın yapacağı en doğru işlerdi. Her zaman içerideki maçları muhakkak almalıyız derim. İlk yarı da bazı aksilikler , şanssızlıklar yaşandı. Allahtan bu durum ligdeki her takımın başına geldi de ara açılmadı.

Son 6 maçında gol yemeden tamamen hedef odaklı oynanan futbol herkesi tam tatmin etmese de ilk haftalardaki takıma yaptığımız eleştirileri unutmayalım. Hepimiz bu takımın yeni bir takım olduğunu biliyorduk ama sabredemiyorduk kötü futbola, hakikaten o zaman kötü oynuyorlardı. Ama artık sahadaki futboldan önemlisi sonuç almak, çünkü fırsat bu fırsat. İlk yarının son maçında Rizespor maçını hatırlayalım, yıl sonunda yalnızca bu maçın sonucu bizim işimize yarayacak ve hatırlanacak, futbolu değil.

Çevremizde bir çok pisliğin kol gezdiği, daleverelerin yaşandığı, ekonomik kriz ve seçimi alet edip kirletilen bu futbol arenasında hedefine odaklanmış ve maç maç düşünen tertemiz bir takımımız var.

İnanıyorum ki bu genç futbolcular Karşıyaka formasının ne demek olduğunu ve ne kadar ayrıcalıklı olduğunu hissedip terinin son damlasına kadar akıtıp layık olduğu yere getirecektir.

PlayStation’da futbol oynarken bazıları yarı yaşımda olan genç futbolcularımızı tek tek tanımlayıp onlarla devleri yeniyorum. Aklıma hep “2012’de Şampiyonlar Liginde” tezahüratı geliyor. En sevdiğim maçlarda Real Madrid maçları, hele bir de yenince zevkim katlanıyor...

Artık hareketli günler yaklaşıyor, Malatya ve Karabükle bir hafta içinde oynayacağız. İlk dört maçı kayıpsız geçmek demek bence ligin bitmesine dört hafta kala Manisa maçında bir galibiyet ile şampiyonluk turumuzu atmak demektir...

Özellikle bu sefer oynayacağımız üçüncü haftadaki Altay maçına çok dikkat, canlandırmayalım yine bu adamları.

Yönetimimiz, Reha Kapsal, futbolcularımız ve her zaman destekleyen vefakar taraftarımız ile bu sezonu 70 puan ile kapatmayı bekleyebiliriz. Bu puan bizi ilk iki içinde Süper Lige çıkarmaya yetecektir.

Hadi artık kapı sonuna kadar açık, hep birlikte bu sene Süper Lige, o gece bu sene...

Hiç yorum yok: