19 Kasım 2009 Perşembe

Başlıyoruz Yine..13.08.2007

Futbol ligleri eskiden bu kadar erken ve sıcaklarda başlamazdı. Hatta İnter-toto maçları ve UEFA kupasının ilk turları resmen yazın ortasında yapılıyor.
Küresel ısınma diyoruz, sıcak diyoruz ama bir kulaktan giriyor öbür kulaktan çıkıyor. Artık futbol herşeyi ile para basan bir sanayi oldu.

FourFourTwo dergisi Ağustos ayında verdiği sezon rehberi ekinde geçensene yaptığı gibi Lİg A tahmin sıralaması yapmış. Geçen sene 15. olacak diye tahmin ettiği Karşıyakayı bu sene 9. sıraya koymuş.

Canım sıkıldı. Sanki bu senede hedefsiz başlıyoruz gibi hissettim kendimi. Ne de olsa geçen seneki tahminleri bir farkla tutmuş. Her ne kadar son haftalarda çok gevşek bırakmış olsakta sonuçta 14.lüğe kadar düştü takımımız.

Lig öncesi sitemizde de gündeme gelen tartışmalar, atışmalar,karşılıklı yazışmalar, suçlamalar sezon öncesi kulübü yıpratmaktan başka hiç bir işe yaramaz. Ben bir taraftar olarak başkan Karşıyakalı olmasa da, Patagonyadan olsa bile yalnızca başarı ve hedeflere ulaşmayı beklerim. Hem gerçek Karşıyakalı bir başkan hem de istediğimiz başarı gelirse süper derim..

Başarının olması içinde maddi sıkıntısı olmayan artık bir kulüpten çok profesyonel şirket gibi iyi yönetilen bir kulüp olmamız şart. Yönetime ya da başkana kızıp üyelikten istifa etmek bana beğenmediğimiz bir hükümet yüzünden vatandaşlıktan ayrılmak gibi geliyor. İstesekte istemesekte mutlaka hükümeti, kulüpleri yöneten kişiler çıkıp o koltuklara oturuyorlar. Bizim görevlerimiz eğer yönetim içinde olmuyorsak seçme görevini en doğru şekilde yapmak, gerektiği şekilde eleştirmek ve takıma tam bir taraftar gibi desteğimizi vermekle devam ediyor. Unutmamak lazım yönetim hep değişir, değişecektir ama 95 yıllık Karşıyaka hep yerinde ve ilelebet devam edecektir.

Yönetim, taraftar, futbolcular ve teknik heyet aynı tarafa doğru bakmaya başlayabilirse başarı kesinlikle gelir. İşin en enteresan tarafı artık bu dörtlüden biri olmasa bile takımlar başarılı olabiliyor. Yani taraftar olmadan. Süper ligin açılış maçında seyircisiz 50 maç oynamama cezası gelse bile hiç bir şeyin değişmeyeceği takımlardan olan İBŞB'si Avrupada şampiyonluk beklentisindeki Fenerbahçeyi çimlere gömüp sezonun ilk sürprizine imza attı. Bu tür maçlık ya da sezonsal takım başarıları taraftarsız takımlarda olabiliyor ancak taraftarı olmayan bu gibi takımlar hiç bir zaman bir kulüp olamıyor. İşte Karşıyakanın en büyük farkı buradadır, bunu hiç unutmamamız gerekir.

Yazımın giriş kısmından sonra 18 takımlı Lig A daki takımların durumlarına bakmakta yarar var.

Lİg A da tam 12 tane şehirlerini temsil eden takım var. Erciyesspor ve Gaziantep BŞB takımları Süper Ligde temsil edilen şehirlerin 2. takımları. Karşıyaka, Altay, İstanbulspor ve Kartalspor ise büyük şehirlerin takımları.

Lig öncesi takımların en büyük problemi maddi sıkıntılar. Özellikle şehir takımları arkasına belediye gücünü almadıkça borç batağından bir türlü çıkamıyorlar. Tabi bu destek şehirin belediyesinin gücü ne kadar artarsa o kadar fazla olabiliyor. Bütçeye paralel olarak Ankara ve İstanbul BŞB takımlarının Süper Ligde olduğunu düşünürsek bunun ne kadar doğru bir tez olduğu ortaya çıkar. Aslında bu durum Türk kamuoyunun çok ciddi şekilde üzerinde durması gereken bir konu. Belediyelerin bizim vergilerimizden ayırdığı paraların hiç gerek yokken bu takımların oluşmasını sağlamasına herkesin tepki vermesi gerekir. Bu takımlar büyük şehirlerin gerçek spor kulüpleri varken paravan olarak ortama sürülen, taraftarsız dolgu maddesi olmaktan öteye gidemeyecek takımlarıdır.

Herneyse şehir takımları derken Malatya, Samsun, Elazığ, Kocaeli ve Mardin'in lig öncesi finansal durumları içler acısı. Ne yazık ki bu takımların durumuna yakın duran takımlardan biri de biziz. Eskişehir hükümetin desteği, Antalya kadrosu, maddi destekler derken diğer şehirlere göre daha iyi durumda görünselerde zaman çok şeylere gebe. Hatta Eskişehirde hala ismi ile ayakta durmaya çalışan Sergen'de kadro dışı kaldı daha maçlar başlamadan. İstikrarlı gidiş olabileceği gibi çatırdamalar ile herşey terse dönebilir bu takımlar için. Diğer şehir takımları da kendi kendilerine yaşamaya çalışacaklar Lig A içinde. Özellikle Diyarbakır, Ordu ve Sakarya'nın süper lig yolunda iddialı olacağı bir gerçek. Erciyes her ne kadar UEFA kupasına katılma onuruyla mücadele etse de sezon sonu Gaziantep BŞB ile birlikte alt liglere doğru yola çıkabilir.

İçimizden geçen Karşıyakanın ilk ikiye girerek artık bu ligden kurtulup gerçek yerine dönmesidir. Hepimiz sıkıldık artık senelerdir buradan. Ancak gerçekçi bir şekilde baktığımızda bu şartlarda Play-off oynamamızı başarı kabul etmemiz gerekli. Ancak Play-off oynarsak yaratılacak hava ile Süper Lige çıkabileceğimizi düşünüyorum. İlk altı (hatta ilk iki) hedefi için kilit maçlar içeride oynayacaklarımız. Geçen senelerde yaptığımız hatalar gibi İzmir'de oynadığımız maçlarda puan kaybetmememiz çok önemli. Taraftara büyük iş düşüyor. Artık ne işim var maçta diyerek, iyi futbol kötü futbol demeyip tribünde yerimizi alalım. Yalnızca diğerleri gibi sıradan bir takım değil büyük bir kulüp olduğumuzu unutmayalım. Deplasmanda da zor yenilen bir takım haline gelebilirsek bu iş olur.

Çok ender rüya görürüm. Geçenlerde Atatürk stadındaydım. Tüm noktalar yeşil kırmızı bayraklarla doluydu. Statda oturacak bir ufacık yer bile
yoktu ve taraftarın hepsi Karşıyakalıydı. Yanımdakilere gururla gösteriyordum, işte bu benim takımım. Sonra uyanmışım...

Lig A için tahminim de şu şekilde...(Karşıyaka için tahminim 5.lik ama yazmaya içim elvermedi...)

1.Karşıyaka 2.Antalya 3.Sakarya 4.Diyarbakır 5.Altay 6.Eskişehir 7.Ordu 8.Malatya 9.Kocaeli 10.Giresun 11.İstanbulspor 12.Boluspor 13.Elazığ 14.Samsunspor 15.Kartal 16.Erciyesspor 17.Mardinspor 18.Gaziantep BŞB...

İnşallah Karşıyaka için hayırlı bir sezon olur ve gerçek yerimize döneriz. Artık eskisi gibi İstanbul'da doğru dürüst maçlar izlemek istiyorum Kartal da, Küçükköy de, Bahçelievler de değil...

Hiç yorum yok: