19 Kasım 2009 Perşembe

Lost Season 5 (*) ..21.05.2008

Karşıyaka Spor Kulübü için ne yazık ki yine kayıp bir sezonu daha noktaladık. Sezon içinde hem futbolda hem de basketbolda kimi zaman güzel hayaller kurduk, ümitlendik, heveslendik. Sonuçta geçen sene yazdığım bir köşe yazısındaki (Bkz. Akşama Babacığım Unutma Ülker Getir) belirlediğim normal sonuç kıstasları içinde ligleri bitirdik. Beklentimdeki normal sonuçlar futbolda 6 ile 10 unculuk arası bir yer ve basketbolda Play-Off oynamaktı. Geçen seneden tek farkımız basketbolda play-off oynama başarısını göstermemizdi. Futbol takımımızda artık Bank Asya Birinci Liginin değişmez orta sıra takımı oldu.

Ne Karşıyaka ne de taraftarı normal sonuçlarla yetinmez, yetinemez..Biten sezonun sonunda belirlenen hedeflere ulaşamadıysak, başarı gelmedi ise o sezon şimdiki olduğu gibi kayıp sezondur. Kayıp sezonlar arttıkça Karşıyaka yavaş yavaş kan kaybetmeye, mekanı diğerlerine bırakmaya devam edecektir.

Beklenen başarıların gelmemesinde eski yıllarda hemen yönetim, teknik ekip ve sporcular suçlanırdı. Hakemler bile gündeme bugünkü kadar gelmez, hep problemi kendi camiasında, kendi içinde arardı hedeflerine ulaşamayan tüm kulüpler. Taraftarlar kulüp binasını basar, futbolcuları tartaklar, yöneticileri istifaya davet ederdi.

Günümüzde bu dörtlünün yanına bir çok siyasi ve maddi çıkarlar peşinde olanlar da katıldı. Artık takım oyunları yalnızca sahada oynanan iyi oyunla kazanılamıyor, masada da çok iyi oynamanız lazım. Ne yazık ki Karşıyaka potansiyelinin gücünü saha dışına taşıyamıyor, taşımadıkça da senelerdir istenen başarı gelmiyor.

Futbol Türkiye’de popüler, popüler olan bir olayı da siyaset amaçlı kullanmak çok karlı bir iş. Siyasilerin özellikle seyirci potansiyeli olan takımlara verdiği umutlar, sözler tuttuğunda neredeyse seçilmeleri de kazanması kesinleşiyor. Önümüzde Mart ayında yapılacak yerel seçimlerin sonuçlarında kimbilir hangi takımların bu sezon ki başarıları etken olacak ? Hep birlikte göreceğiz. Parti içindeki popülerlik bile takımların genel durumunu sanki etkiliyor. Eskişehir diyorum, Manisa diyorum başka da bir şey demiyorum.

Hangi konuya el atsak dipsiz bir kuyu gibi. Daha önce bahsetmeye fırsat bulamamıştım ama özellikle Belediye takımlarının liglerde olması beni çok rahatsız ediyor. Belediye denen müessese bulunduğu il,ilçe herneyse oranın altyapısını kurar, yaşayan insanlarına hizmet sunar. İşleri bomboş tribünlere oynayan lig takımları yaratmak değildir.
Şu anki Süper Ligdeki takımlara bakın. Ankara, İstanbul Büyük Şehir Belediye Sporlar..Bizim ligde de Gaziantep. Bırakın bu işleri siz gidin esas işinizi yapın, gerçek spor kulüpleri sahada oynasınlar. Gerçek kulüplerin yerlerini de bu sanal takımlarla işgal etmeyin. Gerçek kulüplere yardımlarınızı yapın, ama işlerine gelmiyor tabi ki.

Diğer bir konu Oftaş tarzı. Her Süper Lig takımı ikinci takımını kurup profesyonel liglerde oynatmaya kalkarsa ne olur bu liglerin hali? Bu tür kurulan takımlar ana takıma destek olmak içindir, üst kümelere taşıyıp , palazlandırıp satmak için değil.

Basketbolda Karşıyaka’da oynanan son Efes maçının TBL internet sitesinde canlı verilmemesini anlamak mümkün değil. Bu sayfada bayan basketbol maçları, hatta en kıytırık maçların bile canlı yayını yapılıyordu. Zaten televizyon yayını yok, sanki alelade bir maç. Play-off maçı bu Play-off. Masa başında güçlü bir Karşıyaka , takımı bu hale getirirmiydi ? Halbuki İstanbuldaki ilk maçı seyrettim, Efes elenmeyecek bir takım değildi. Tamam oyuncu eksiklerimiz, şanssızlık vardı ama yine de bu turu geçebilirdik.

Geçen günlerde Karşıyaka’ya asılan Süper Lig şampiyonu takımın bayrakları gündemimizdeydi. Bizim mekanımızda bizim taraftarımıza yapılan saygısız davranışlar ve buna benzer olaylar. Açık konuşmak gerekirse özellikle futbolda bu rutin gidişi durdurmadığımız müddetçe bu tür olaylarda artışlara hazırlıklı olalım. 5-10 sene sonra Karşıyaka’da Karşıyaka bayrağı asıldığında indirmeye bile kalkar bu tekel zihniyeti.

Sivas’ın bu sene gösterdiği başarı bir il takımının başarısı gibi görünse de, stadyum eminim ki son Galatasaray maçında zoraki oturduğu şehrin takımını destekleyen üç İstanbul takımı taraftarları ile doluydu. Hazır fırsatımız varken Karşıyaka taraftarının yalnızca Karşıyaka takımını tutmasının avantajını kaybetmeden sportif başarılarla bunu canlandırmalıyız. Yoksa olurda ileride bir gün Süper Ligde şampiyonluğa oynarsak, başka takımları tutan yalnızca maçı izlemeye gelen bir topluluğa oynarız...

Daldan dala atlayan bir yazı oldu ama satır aralarında sanırım vermek istediğim mesajları almak isteyen almıştır. Hazır ligler tatile girmişken bu konulardan da bahsetmeye fırsatımız olur. İnşallah başarılı bir Genel Kurul yapıp, önümüzdeki sezon bir yerlerden durumu toparlamaya başlarız. Karşıyakalı artık kalıcı başarılar istiyor...

(*) Kayıp Sezon 5 (Geçen sezon Bank Asya 1.ligindeki beşinci senemizdi, Süper Lig görmeyeli tam 12 sene oldu.)

Hiç yorum yok: